“Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar Antep’i kurtardıkları gibi Türkiye’yi de kurtardılar.”
Mustafa Kemal Atatürk
Yıllar sonra yeniden şehrimizin kurtuluşuna şahitlik etmek çok güzel. Bu aziz şehrin kurtuluşuna katkıda bulunan herkesi saygı ve minnetle tekrar anıyorum. Şehri şehir yapan aziz yapan özellikler nelerdir? Bunun üzerinde durulması lazım. Her toprak parçasına aynı manayı yükleyebilir miyiz? Bu sorunun dahi ne kadar anlamsız olduğu aşikar. Gaziantep ili için Gazi Mustafa Kemal yukarda yazdığım cümleyi söylemiş ve sonuna şunu eklemiştir;
Onlar sadece Gaziantep’i değil bütün memleketi kurtardılar.
Korunan sadece toprak parçası değildi. Bir memleketin ırzı, namusu, şerefi, haysiyeti, dini, inancı ve daha saymakta zorlanacağım yüzlerce bize ait olan değerleri kurtardılar.
Şehir içinde 21 Ocak 1920 günü annesinin namusunu Fransız askerlerinden korumaya çalışan 12-14 yaşlarında olduğu tahmin edilen Kâmil’in şehit edilmesi üzerine halk ayaklanmış ve tüm esnaf dükkânlarını kapatarak bu olayı kınamıştır. Şehit Kâmil’in cenaze merasimi âdeta bir mitinge dönüşmüştür. Bu olanlardan sonra halk giderek dayanamaz hâle gelmiş ve bir an önce silahlı direnişe geçilmesini istemiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ileri gelenleri, bu direnişe henüz hazır olmadıklarından dolayı halkı sakinleştirme yoluna gitmişlerse de, olayların daha kötüye gitmesi üzerine şehri yirmi yedi savunma bölgesine ayırarak hazırlıklara başlamışlardır. Halkın tepkisinin artması üzerine Fransızlar geceleri şehre inmeye çekinir olmuştur. Olayların üst üste gelmiş olması sebebiyle esnaf artık Fransızlara mal satmamaya başlamıştır. Bunun üzerine Fransız askerleri,zor duruma düşmüşlerdir. Fransız kuvvetleri ihtiyaçlarını Halep’ten karşılamaya karar vermişler ve bunun için Halep-Kilis yolunu kullanmaya başlamışlardır. Bunu haber alan Teğmen Şahin Bey komutasındaki Çete birlikleri Kilis üzerinden gelmekte olan Fransız Birliklerini durdurmak ve onları zarara uğratmak amacıyla harekete geçmiştir. Milis kuvvetleri civar yerlerde Fransız birliklerine, yaptıkları ani baskınlarla büyük kayıplar verdirmiştir. Şahin Bey 28 Mart 1920 sabahı Fransız Kuvvetleriyle girdiği çatışma sonucu verdiği büyük savaşa rağmen başından süngüyle vurularak şehit edilmiştir. Bu haber Antep halkını derin üzüntüye boğmuştur. Olaylar günden güne çığırından çıkmaya başlamıştır. Halk savunma yapmak için evlerinin altına sığınaklar yapmış; kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden herkes seferber olmuştur. Öyle ki; savaş, bir milletin haysiyetini ve varlığını ortaya koyduğu en zor imtihandır.
Halk, canla başla başlattığı bu savaşı 8 Şubat 1921 tarihine kadar sürdürmüş ancak açlık, soğuk, cephane yetersizliği gibi nedenlerle daha fazla direnememiştir. TBMM tarafından Antep’e Gazilik unvanı verildiği gün kaleye beyaz bayrak asmak zorunda kalmışlardır. Fransız kuvvetleri 9 Şubattan itibaren şehri iyice kontrol altına almıştır. Bu durum Gazianteplilere çok ağır gelmiş ve şehre bir ölüm sessizliği çökmüştür. Çünkü yapabilecekleri pek bir şey kalmamıştı. Halkın bu çaresiz bekleyişi 25 Aralık 1921 tarihine kadar sürmüştür. Türk ordusu 25 Aralık günü şehri teslim almış ve Gaziantep düşman işgalinden kurtulmuştur. “Sadece silahların konuştuğu zannedilen bu imtihanda, ancak maddi güç manevî değerlerle beslendiği müddetçe zafere ulaşılır.” sözünde de açıkça ifade edildiği gibi Gaziantep; inancını, sabrını ve direnişini asla yitirmemiş ve en sonunda özgürlüğüne kavuşmuştur. Böylece kurtuluşa tanıklık eden 25 Aralık günü Gaziantep’in kurtuluşu olarak anılıp Gaziantepliler tarafından her yıl kutlanmaya başlanmıştır.
Hem tarihi hatırlamak, hem de senaryonun aslında hiç değişmediğini, düşmanların emellerine ulaşmak için hala teyakkuz halinde olduğunu unutmamız gerektiği söylemek lazım.
Dipnot olarak da eklememiz lazım. Esas düşmanımız tembellik ve cahilliktir. Yoksa düşmanların sadece üniforması değişir o kadar.
Sağlıkla kalın!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uz. Dr. Süleyman Hilmi Sevinç
GAZİANTEP’İN KURTULUŞU
“Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar Antep’i kurtardıkları gibi Türkiye’yi de kurtardılar.”
Mustafa Kemal Atatürk
Yıllar sonra yeniden şehrimizin kurtuluşuna şahitlik etmek çok güzel. Bu aziz şehrin kurtuluşuna katkıda bulunan herkesi saygı ve minnetle tekrar anıyorum. Şehri şehir yapan aziz yapan özellikler nelerdir? Bunun üzerinde durulması lazım. Her toprak parçasına aynı manayı yükleyebilir miyiz? Bu sorunun dahi ne kadar anlamsız olduğu aşikar. Gaziantep ili için Gazi Mustafa Kemal yukarda yazdığım cümleyi söylemiş ve sonuna şunu eklemiştir;
Onlar sadece Gaziantep’i değil bütün memleketi kurtardılar.
Korunan sadece toprak parçası değildi. Bir memleketin ırzı, namusu, şerefi, haysiyeti, dini, inancı ve daha saymakta zorlanacağım yüzlerce bize ait olan değerleri kurtardılar.
Şehir içinde 21 Ocak 1920 günü annesinin namusunu Fransız askerlerinden korumaya çalışan 12-14 yaşlarında olduğu tahmin edilen Kâmil’in şehit edilmesi üzerine halk ayaklanmış ve tüm esnaf dükkânlarını kapatarak bu olayı kınamıştır. Şehit Kâmil’in cenaze merasimi âdeta bir mitinge dönüşmüştür. Bu olanlardan sonra halk giderek dayanamaz hâle gelmiş ve bir an önce silahlı direnişe geçilmesini istemiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ileri gelenleri, bu direnişe henüz hazır olmadıklarından dolayı halkı sakinleştirme yoluna gitmişlerse de, olayların daha kötüye gitmesi üzerine şehri yirmi yedi savunma bölgesine ayırarak hazırlıklara başlamışlardır. Halkın tepkisinin artması üzerine Fransızlar geceleri şehre inmeye çekinir olmuştur. Olayların üst üste gelmiş olması sebebiyle esnaf artık Fransızlara mal satmamaya başlamıştır. Bunun üzerine Fransız askerleri,zor duruma düşmüşlerdir. Fransız kuvvetleri ihtiyaçlarını Halep’ten karşılamaya karar vermişler ve bunun için Halep-Kilis yolunu kullanmaya başlamışlardır. Bunu haber alan Teğmen Şahin Bey komutasındaki Çete birlikleri Kilis üzerinden gelmekte olan Fransız Birliklerini durdurmak ve onları zarara uğratmak amacıyla harekete geçmiştir. Milis kuvvetleri civar yerlerde Fransız birliklerine, yaptıkları ani baskınlarla büyük kayıplar verdirmiştir. Şahin Bey 28 Mart 1920 sabahı Fransız Kuvvetleriyle girdiği çatışma sonucu verdiği büyük savaşa rağmen başından süngüyle vurularak şehit edilmiştir. Bu haber Antep halkını derin üzüntüye boğmuştur. Olaylar günden güne çığırından çıkmaya başlamıştır. Halk savunma yapmak için evlerinin altına sığınaklar yapmış; kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden herkes seferber olmuştur. Öyle ki; savaş, bir milletin haysiyetini ve varlığını ortaya koyduğu en zor imtihandır.
Halk, canla başla başlattığı bu savaşı 8 Şubat 1921 tarihine kadar sürdürmüş ancak açlık, soğuk, cephane yetersizliği gibi nedenlerle daha fazla direnememiştir. TBMM tarafından Antep’e Gazilik unvanı verildiği gün kaleye beyaz bayrak asmak zorunda kalmışlardır. Fransız kuvvetleri 9 Şubattan itibaren şehri iyice kontrol altına almıştır. Bu durum Gazianteplilere çok ağır gelmiş ve şehre bir ölüm sessizliği çökmüştür. Çünkü yapabilecekleri pek bir şey kalmamıştı. Halkın bu çaresiz bekleyişi 25 Aralık 1921 tarihine kadar sürmüştür. Türk ordusu 25 Aralık günü şehri teslim almış ve Gaziantep düşman işgalinden kurtulmuştur. “Sadece silahların konuştuğu zannedilen bu imtihanda, ancak maddi güç manevî değerlerle beslendiği müddetçe zafere ulaşılır.” sözünde de açıkça ifade edildiği gibi Gaziantep; inancını, sabrını ve direnişini asla yitirmemiş ve en sonunda özgürlüğüne kavuşmuştur. Böylece kurtuluşa tanıklık eden 25 Aralık günü Gaziantep’in kurtuluşu olarak anılıp Gaziantepliler tarafından her yıl kutlanmaya başlanmıştır.
Hem tarihi hatırlamak, hem de senaryonun aslında hiç değişmediğini, düşmanların emellerine ulaşmak için hala teyakkuz halinde olduğunu unutmamız gerektiği söylemek lazım.
Dipnot olarak da eklememiz lazım. Esas düşmanımız tembellik ve cahilliktir. Yoksa düşmanların sadece üniforması değişir o kadar.
Sağlıkla kalın!