GÜNÜ-ÖĞRETMENLER

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2024 13:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2024 13:19

Bugün 2024 yılının Öğretmenler Günü. Tüm öğretmenlerimize ve milletimize kutlu olsun. Geleceği öğretmenlerin inşa edebileceği gibi ütopik cümleler alışılagelmişse de ben bu sözün doğru olmadığını düşünüyorum. Geleceği öğretmenler inşa edecek sözünü telaffuz eden kişi, iyi ve müreffeh bir geleceğin olabilmesi yükünü öğretmene yükleyerek kendini bir bakıma kenara çekmiş olmaktadır. Ben ise diyorum ki geleceği inşa etmenin ilk ve en önemli adımı şüphesiz ki eğitim-öğretim ve dolayısıyla öğretmenler ancak bu sadece öğretmenlerin çabası ile olabilecek bir iş değildir. Eğer müreffeh bir geleceği öncelikle milletimiz ve dünya için istiyorsak önce bireysel olarak kendimizi yaşımız kaç olursa olsun eğitmemiz gerekir. Bu eğitim ise oturup birilerini dinlemek ile olmaz okumak ile olur ancak. Benim kendi kişisel gelişimimde köşe taşlarım olarak gördüğüm dört kitaptan sizlere bahsedeyim. Yola ilk çıkışım “Feriddüdin Attar-Mantık Al-Tayr”dır. O kitaptır ki kuşların dili ile ruhsal varlığımı bulmama sebep olmuştur. İkinci kitabım “Fuzuli Bayat-Köroğlu Şamandan Aşıka, Alpten Erene” eserinde çağları aşan Köroğlu’nun ruhsal varlığı ile tanışıp kendi ruhuma kattım. Üçüncü kitabım “Hallac-ı Mansur ve Eseri (Kitab’üt-Tavasin) Çeviren: Yaşar Nuri Öztürk” eserinde ise aslında bizim iyi ve kötü diye nitelendirdiğimiz tüm oluşların kaynağının bir olduğunu, iyiyi övüp kötüyü yermenin gereksiz olduğunu öğrendim. Dördüncü kitabım ise “Ahmet T. Karamustafa-Tanrının Kural Tanımaz Kulları” eserinden hakka giden yolun zenginlik, makam ve mevkiden geçmediğini, eğer niyetin Hakk’a varmak ise bir züht halinde olunması gerektiğini öğrendim. Tabi ki bu ve diğer kitaplar okuyucusunun idrak kabiliyetine göre bilgi neşreder. Kendimden örnek vererek sizlere bizatihi deneyimlenmiş ve başarı göstermiş bir yol önerdim. Bundan sebep ki her bireyin Yüce Yaradan’ın ‘İkra Bismi Rabbike’ ayetinde de önerdiği gibi okuması gerekir. Ve dahi okumayı İslam’ın beş farzının içine dahil ederek farzları altı etmesi gerekir. Ancak bu şekilde idrak kapıları açılır doğru ayan beyan ortaya çıkar. Okuyan kişi her ne iş yaparsa yapsın daha başarılı olur. Aile içindeki ve arkadaşları ile ettiği sohbet ekonomi-futbol-magazinden çıkar entelektüel bilgi alışverişine dönüşür. Günümüzden iki bin yıl önce yaşayan Roma ahalisinin konut mimarisinde sempozyum odaları bulunurdu. Bu odalar Türk evinde bulunan selamlık odası gibi yalnızca erkeklerin bulunduğu odalardı. Bir konu üzerinde tartışacak katılımcılar ve sempozyum başkanının da olduğu oturumlarda katılımcılar odanın üç tarafında bulunan yastıklı kanepelere (kline) uzanır ve tartışırlardı. Bu esnada şarap içer ve müzik dinlerlerdi. Odanın zemininde Mousa Perileri dediğimiz Dokuz İlham Perisi’nin resimleri yer alırdı. Ve bazen bu mozaiklere bakarak konular belirlenir ve ilham perilerinden ilham alınırdı. Yunan felsefesinin duayenleri Platon, Aristo, Sokrates’in düşünceleri üzerine tartışır ve anlamaya çalışırlardı. Sempozyum odasının en güzel örneklerinden biri Gaziantep ili, Zeugma Antik Kenti, Musalar Evi’nde bulunmaktadır. İki bin yıl önce bir evin odasında tartışılan konuların günümüzde birçok üniversite veya okulda tartışılamaması ne kadar üzücü. Biz eğer iki bin yıl önceki Roma ahalisi gibi evlerimizin bir odasını bu ilim ve tartışmaya ayırmazsak, her evde kadim kitapların bulunduğu bir kütüphane oluşturmazsak, değişime önce kendi ailemiz ve çevremizden başlamazsak ne yazık ki yükü sadece öğretmenlerimizin üzerine atarak sıyrılamayacağız bu işten. Ya cehd edeceğiz cehaletle ya da gökten gelip bizi kurtaracak bir kurtarıcı bekleyeceğiz. O kurtarıcı gelse dahi ben şahsen evvela cehalete karşı ceht etmeyi yeylerim. Böyle sitemkârhane bir girizgâh yaptıktan sonra asıl meseleye gelelim, “Öğretmenlerimiz.” Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” sözüne muhatap, “Öğretmenlerimiz.” Benimde naçizane olmak istediğim tek ve en büyük hayalim, “Öğretmenlik.” Ben İlmi Yunan Tanrısı Apollon’a benzetiyorum. Zira ışığın ve bilgeliğin temsilidir, kendisi. Anadoluludur da hem. Zeus ve Leto’dan olma. Aydın Didim’dedir, o dillere destan anıtsal tapınağı. Dünya her dönemde sevmiş Apollon’u, biz neden sevmeyelim. Hem de bizim toprağımız olan Anadolu’nun kadim bir tanrısıyken. Tıpkı Köroğlu Destanında üzerinde çok durulan karanlık ve aydınlık ikileminde olduğu gibi Aydınlık ilmi ve bilgeliği simgeler. Yüce Yaratan dahi Nur Suresi 35. Ayette “Allah göklerin ve yerin nurudur” ifadesi ile kendisini ışığa-aydınlığa benzetir. Ve ilmin kaynağı Dünya’mızda mecazi olarak Güneş ise ilmi karanlıkta kalan insanlara nakledende Ay’dır. Bu sebeple ben öğretmenlerimizi “Ay”a benzetmek isterim. Nurunu Güneş’ten alan ancak kendisi olmayı başararak insanları aydınlatan “Ay.” Bu sebep ile öncelikle yazımı okuyan tüm öğretmenlerime “Ay” şiirimi hediye etmek isterim. “Ay” şiirimi Gaziantep Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü, tez danışman hocam olan Dr. Öğr. Üyesi Eyyüp Ay için 22.11.2024 tarihinde 22.44-23.30 saatleri arasında bir doğuş ile yazmış bulunmaktayım. Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun… AY Bir Ay Var Rengini Güneşten Alan Güneşi Yansıtıp da Kendisi Kalan Karanlığa Cehd ile Işıldayan Güneşin Oğlu Sevdalısı Ay-An Dairevisin Sonsuzun Timsali Yolsuzların Umudusun Geceleri Yıldızların Önderisin Yüceleri Güneşin Oğlu Ruhusun Niceleri Yılda On ikidir Dünyayı Gezişin İsa’nın Havarileri Olup Deyişin Ali’nin On iki Evladı Gibi Gelişin Güneşin Oğlu Sözü Nefesin Hak İlminin Kandili Sende Yandı İlminden Talip ve Cihan Faydalandı Aklın Ruhla Birleşen Yolunu Anladı Güneşin Oğlu İlmin İki Kanadı Boşuna Verilmedi Sana Bu İsmin Bâtında Tecellin Zahirde Cismin Ruhul Kâdim ile Boyalı Tinin Güneşin Oğlu Burağıdır Fikrin Güneşle Aşk ile Dans Edersin Aşk ile Yanar Duman Tütersin Sen Bu Diyarlarda Nicedir Gezersin Güneşin Oğlu Aşığısın Efendim Eyyüp Nebiden Sabrını Almış Hüseyin Gibi Zalime Cehd Açmış Hakk Katında Kadim Rütbe Almış Güneşin Oğlu Zülfikarı Olmuş Gökyüzünde Geceleri Gezersin Yeryüzünde İns Halinle Eylersin Evvel Ahir Varlığınla Ruh Edersin Güneşin Oğlu Nuru Sensin Sadık-i'yem Hakk Sözünü Söylerim Hakkı Sende Görür Selam Ederim Sevgi Hürmetimi Ayağına Sererim Dolunay Gibi Seni Seyran Eylerim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.