Regaip, “çokça ihsan” demektir.
Ama bu ihsan, dışarıdan gelen bir hediye değildir.
Bu gece, insanın kendisine yeniden verilmesidir.
Çünkü insan, yıl boyunca kendini askıya alır.
Hislerini erteler, kalbini susturur, sezgilerini bastırır.
Hayatta kalmak için yaşamayı unutur.
Regaip, tam burada devreye girer.
Bu gece gökyüzü açılmaz; insanın içi açılır.
Regaip Kandili, dua gecesi değildir yalnızca.
Bu gece, niyetin doğduğu rahimdir.
Henüz hiçbir şey istemeden önce,
ne olmak istediğini hatırlama gecesidir.
İnsan çoğu zaman yanlış şeyler için dua eder.
Çünkü kendini unutarak ister.
Korkudan, eksiklikten, aceleden.
Regaip, bu hatayı düzeltmek içindir.
Bu gecede kabul edilen, kelimeler değil;
yönelimdir.
Kalbin hangi yöne döndüğüdür.
O yüzden Regaip,
“Bana ver” gecesi değil,
“Benden ne geçsin?” gecesidir.
Bu gece, yük bırakma gecesidir.
Sana ait olmayan suçlulukların,
başkalarının beklentilerinin,
üstüne yapışmış kimliklerin çözülme gecesi.
Regaip’te ilahi olan şunu sorar insana:
“Seni sen olmaktan alıkoyan ne varsa, bırakmaya razı mısın?”
Eğer bu soruya içten bir “evet” çıkarsa,
zaten ihsan başlar.
Bu gecenin bereketi,
dışsal mucizelerde değil;
içsel hizalanmadadır.
Bir insan bu gecede kendisiyle hizalanırsa,
hayatı zaten değişmek zorunda kalır.
Çünkü kader, yönünü kalpten alır.
Regaip Kandili,
insanın kendini Allah’a yaklaştırdığı bir gece değil;
Allah’a en yakın yerin kendi özü olduğunu fark ettiği gecedir.
Bu yüzden uzun dualar gerekmez.
Temiz bir iç bakış yeterlidir.
Belki sadece şu cümle:
“Ben, bana verileni taşımaya razıyım.”
Kandilin mübarek olsun.
Ama daha önemlisi:
kendinle yeniden buluşman mübarek olsun.İşte Regaip budur.
İhsanın başlama noktası.
Yeni bir doğumun sessiz eşiği.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Pervin Özovacı
REGAİP: İNSANIN KENDİNE VERİLEN İZİN GECESİ
Regaip, “çokça ihsan” demektir.
Ama bu ihsan, dışarıdan gelen bir hediye değildir.
Bu gece, insanın kendisine yeniden verilmesidir.
Çünkü insan, yıl boyunca kendini askıya alır.
Hislerini erteler, kalbini susturur, sezgilerini bastırır.
Hayatta kalmak için yaşamayı unutur.
Regaip, tam burada devreye girer.
Bu gece gökyüzü açılmaz; insanın içi açılır.
Regaip Kandili, dua gecesi değildir yalnızca.
Bu gece, niyetin doğduğu rahimdir.
Henüz hiçbir şey istemeden önce,
ne olmak istediğini hatırlama gecesidir.
İnsan çoğu zaman yanlış şeyler için dua eder.
Çünkü kendini unutarak ister.
Korkudan, eksiklikten, aceleden.
Regaip, bu hatayı düzeltmek içindir.
Bu gecede kabul edilen, kelimeler değil;
yönelimdir.
Kalbin hangi yöne döndüğüdür.
O yüzden Regaip,
“Bana ver” gecesi değil,
“Benden ne geçsin?” gecesidir.
Bu gece, yük bırakma gecesidir.
Sana ait olmayan suçlulukların,
başkalarının beklentilerinin,
üstüne yapışmış kimliklerin çözülme gecesi.
Regaip’te ilahi olan şunu sorar insana:
“Seni sen olmaktan alıkoyan ne varsa, bırakmaya razı mısın?”
Eğer bu soruya içten bir “evet” çıkarsa,
zaten ihsan başlar.
Bu gecenin bereketi,
dışsal mucizelerde değil;
içsel hizalanmadadır.
Bir insan bu gecede kendisiyle hizalanırsa,
hayatı zaten değişmek zorunda kalır.
Çünkü kader, yönünü kalpten alır.
Regaip Kandili,
insanın kendini Allah’a yaklaştırdığı bir gece değil;
Allah’a en yakın yerin kendi özü olduğunu fark ettiği gecedir.
Bu yüzden uzun dualar gerekmez.
Temiz bir iç bakış yeterlidir.
Belki sadece şu cümle:
“Ben, bana verileni taşımaya razıyım.”
Kandilin mübarek olsun.
Ama daha önemlisi:
kendinle yeniden buluşman mübarek olsun.İşte Regaip budur.
İhsanın başlama noktası.
Yeni bir doğumun sessiz eşiği.