Son günlerde, malesef insanlığımıza yakışmayan gıdalar üzerinde: Oynanan oyunlar ve ihmaller yüzünden zehirlenen vatandaşlarımızın günahını, hiç bir davranış ve para, pul ödeyemez. Onun için gök gürlemeden, Allah Allah demenin ancak faydasını görürüz. Şunu hatırlatak istiyorum? Bizdeki en büyük hastalık, bana göre üzücü olaylar, olduktan sonra tedbir alıyoruz. O da giden canları geri getirmiyor. Şimdi çok şükür, bu günlerde nahoş olayların olmadığına artık seviniyoruz. Bunun bize yakışmadığını ifade etmek bana zor geliyor. Her zaman ve platformda dürüst olmak bizlere yakışır. Tabiki bu konularda tüm esnafların duyarlı olmaları onların faydasına 'dır. Hani hep deriz ya, "BEŞ PARMAK BİR DEĞİL." Birde, tüm esnafımızı zanlı olarak, bakmak bana göre büyük hakızlık olur. İşte benim burada belirtiğim; kurunun yanında yaşı da yakmayalım. Benim tecrübelerime göre, "YOLDAN ÇIKANI, DEVLET YOLA GETİRİR." Bu küçük olumsuzluklar asla, bir devletin ve ilin adını, lekelemeye hiç kimsenin vicdanı el vermez. Bu kötü olayların bir daha tekrar etmemesi için, üzerimize düşen, hassasiyeti göstermek birinci vatandaşlık görevimizdir. Yine usanmadan, bıkmadan aman denetimlerı sıklaştırmak bizim önceliğimiz olmalı. Dışardan Gaziantep için, bir olumsuzluğun olması, asla bize yakışmadığını bir kez daha hatırlatırım. Birde helalinden kazanmak, büyük nimettir. Bunun bilincinde olmak, yarınımıza büyük getiri sağlar. Büyük düşünmek düşüncesiyle yazıma bitirmek istiyorum. "AĞZINDA BAL OLAN ARININ, KUYRUĞUNDA İĞNESİ VARDIR." Şunu son olarak hatırlıyorum? Ne yaparsan yap, hep yarın senin için neyi getireceğini asla unutma. İşte bal, işte iğne, ona göre ne yaparsan yap, yine sana dönecektir. Yaşam hep yankı yapar. Söylediğin ve yaptığın hep sana döner. İşte hayat böyle bir şey kararı yine sen vereceksin.

Bu duygularla vatandaşlarıma sağlık ve mutluklar dilerim.

Hoşça kalın, dostça kalın…

Saygılarımla…