Milli Eğitim Bakanlığından gelen açıklama ile, 24 Kasımda 15 bin sözleşmeli öğretmen atanacağını öğrendik. Elbette sevindirici ama aynı zamanda da düşündürücü bir olay.

24 Kasım’da elbette atanan öğretmenler sevince boğulacak. Çünkü, yıllarca bu işin okulunu okumuş ve atanma hayalıyla günlerini geçinmiş bu öğretmen adayları.

Bu öğretmen adaylarının hangi şartlarda, hangi belki de imkansızlıklarda okuduklarını düşündüğümüzde elbette sevinmelerine ortak olmalıyız.

Ancak beni düşündüren konu, bu gençlerimizin neden kadrolu değil de sözleşmeli atanacaklarıdır.

Öyle 15 bin öğretmen atanacağına göre, demek ki öğretmen açığı var demektir. Atanacak sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri okulların kapanmasıyla sona erecek demektir.

Beyler bu gençleri belki de sabah kahvaltısı yapacak çayı ekmeği zor bulun veliler tarafından okutulmuştur. Belki veliler kahvehaneye gidecek paralarını, alacakları etin parasını evlatlarını okutabilmek için sarfetmişlerdir.

Kısacası bu sözleşmeli kelimesine, daha doğrusu uygulamasına son verinde gerçek meslek sahiplerinin mesleklerini yapmasına izin verin artık...