Cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘’Bütün ümidim gençliktedir.’’ dediği yeni nesillerin gelinen süreçte, yaşadıkları ilkelerinde farklı alanlarda hizmet etme fırsatı bulamayarak, yurt dışına göz edebilme hayaline kapılması tarihsel açıdan üzerinde durulması gereken mühim bir konudur.
Geçmişte yaşanan beyin göçlerinin AKP hükümeti döneminde hızla artarak bilim insanı, ekonomist, akademisyen adaylarının diplomalı çaresizliği ülke geleceği açısından da düşündürücü bir konudur. Ülkemizdeki yoğun gündem nedeniyle sürekli geçiştirilen gençlerimizin konuştukları dili anlamak, onların hayallerine destek olmak ve bilgi ve becerilerini sergileyecek alanlar oluşturmak, bu ülkenin geleceğe güvenle bakmasına destek olmak demektir.
‘’HAYALDİ GERECEK OLDU’’ diyen AKP hükümetinin HAYAL DAHİ KURMAYAN bir gençler ordusu oluşturmasını tarif etmek için tarihsel süreci iyi okumamız gerekiyor.
Bizim gençliğimizde bir ütopyamız vardı, Türkiye'yi ve dünyayı değiştireceğimize dair güçlü bir inanç taşıyorduk. Bugün gençlerimizin karşı karşıya kaldığı derin sorunlara bakınca, onların bu inancı nasıl kaybettiklerini görmek içimizi acıtıyor. Eğitim ve iş bulma konusundaki zorluklar nedeniyle gençler adeta geleceğe dair umutlarını yitirmiş durumda. AKP'nin çürümüş politikaları yüzünden gençlerimiz artık hayal kuramıyor, geleceğe dair ışığını kaybediyor.
Biz eksik bilgiyle dahi olsa, dünyayı değiştireceğimize inanırdık. Oysa bugün gençler iyi bir eğitim alsalar dahi yurtdışına gitmenin hayalini kuruyor. Çünkü bu ülkede onlara gelecek vadeden bir sistem yok! Gençlerimizin dil öğrenmekten başka bir ülkede gelecek arayışı içinde olmaları, Türkiye’deki adaletsiz eğitim ve iş sistemi nedeniyle haklı bir isyanı yansıtıyor.
Her yıl milyonlarca genç iş bulmaya çalışıyor ama AKP’nin liyakatsiz kadroları ve ekonomik krizi büyüten politikaları yüzünden işsizlik oranları katlanarak artıyor. İşsizlik yüzde 10’un, genç işsizliği ise yüzde 20’nin üzerinde. AKP, her fırsatta gençlerimizi "niteliksiz iş gücü" olarak görüp, ucuz işçi sınıfına mahkum ediyor. Kendi kadrolarını ise ballı maaşlarla besliyor. Bu adaletsizlik ve liyakatsizlik karşısında gençler nasıl umutlu olsun?
Eğitimli gençler dahi iş bulmakta zorlanırken, hükümetin yıllardır bu soruna çözüm üretmemesi gençleri karanlığa itiyor. Türkiye'nin genç nüfus avantajı artık tükenmek üzere. 2030’dan sonra yaşlanacak olan ülkemiz, bugünkü politikalarla geleceğini de heba edecek. AKP’nin kısa vadeli rant politikaları yüzünden, gençlerimizi hayal kuramayan, yılgın ve geleceksiz bir nesil haline getiriyor.
Artık bu düzen değişmeli! Gençlerimize yeniden umut aşılayacak, onların hak ettiği eğitim ve iş imkanlarını sunacak, üretken ve yenilikçi bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Gençlerin yarın korkusunu bitirip, onların ışığını yeniden parlatacak politikalar üretmenin tam zamanı. Eğitim sistemini liyakate ve iş imkanına odaklayarak, gençlerimize yeni bir kapı açmalıyız. Siyasetin ve iş dünyasının, bu ülkenin geleceği olan gençlere kaybettirdiklerini geri kazandırması şarttır.
Bu karanlık düzen sona erdiğinde, gençlerimizin geleceği yeniden aydınlanacak. Onları bu girdaptan çıkarmak ve yeniden umutla dolmalarını sağlamak boynumuzun borcu!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Melih MERİÇ
Atatürk'ün Vizyonu ve Günümüz Gerçekleri
Cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘’Bütün ümidim gençliktedir.’’ dediği yeni nesillerin gelinen süreçte, yaşadıkları ilkelerinde farklı alanlarda hizmet etme fırsatı bulamayarak, yurt dışına göz edebilme hayaline kapılması tarihsel açıdan üzerinde durulması gereken mühim bir konudur.
Geçmişte yaşanan beyin göçlerinin AKP hükümeti döneminde hızla artarak bilim insanı, ekonomist, akademisyen adaylarının diplomalı çaresizliği ülke geleceği açısından da düşündürücü bir konudur. Ülkemizdeki yoğun gündem nedeniyle sürekli geçiştirilen gençlerimizin konuştukları dili anlamak, onların hayallerine destek olmak ve bilgi ve becerilerini sergileyecek alanlar oluşturmak, bu ülkenin geleceğe güvenle bakmasına destek olmak demektir.
‘’HAYALDİ GERECEK OLDU’’ diyen AKP hükümetinin HAYAL DAHİ KURMAYAN bir gençler ordusu oluşturmasını tarif etmek için tarihsel süreci iyi okumamız gerekiyor.
Bizim gençliğimizde bir ütopyamız vardı, Türkiye'yi ve dünyayı değiştireceğimize dair güçlü bir inanç taşıyorduk. Bugün gençlerimizin karşı karşıya kaldığı derin sorunlara bakınca, onların bu inancı nasıl kaybettiklerini görmek içimizi acıtıyor. Eğitim ve iş bulma konusundaki zorluklar nedeniyle gençler adeta geleceğe dair umutlarını yitirmiş durumda. AKP'nin çürümüş politikaları yüzünden gençlerimiz artık hayal kuramıyor, geleceğe dair ışığını kaybediyor.
Biz eksik bilgiyle dahi olsa, dünyayı değiştireceğimize inanırdık. Oysa bugün gençler iyi bir eğitim alsalar dahi yurtdışına gitmenin hayalini kuruyor. Çünkü bu ülkede onlara gelecek vadeden bir sistem yok! Gençlerimizin dil öğrenmekten başka bir ülkede gelecek arayışı içinde olmaları, Türkiye’deki adaletsiz eğitim ve iş sistemi nedeniyle haklı bir isyanı yansıtıyor.
Her yıl milyonlarca genç iş bulmaya çalışıyor ama AKP’nin liyakatsiz kadroları ve ekonomik krizi büyüten politikaları yüzünden işsizlik oranları katlanarak artıyor. İşsizlik yüzde 10’un, genç işsizliği ise yüzde 20’nin üzerinde. AKP, her fırsatta gençlerimizi "niteliksiz iş gücü" olarak görüp, ucuz işçi sınıfına mahkum ediyor. Kendi kadrolarını ise ballı maaşlarla besliyor. Bu adaletsizlik ve liyakatsizlik karşısında gençler nasıl umutlu olsun?
Eğitimli gençler dahi iş bulmakta zorlanırken, hükümetin yıllardır bu soruna çözüm üretmemesi gençleri karanlığa itiyor. Türkiye'nin genç nüfus avantajı artık tükenmek üzere. 2030’dan sonra yaşlanacak olan ülkemiz, bugünkü politikalarla geleceğini de heba edecek. AKP’nin kısa vadeli rant politikaları yüzünden, gençlerimizi hayal kuramayan, yılgın ve geleceksiz bir nesil haline getiriyor.
Artık bu düzen değişmeli! Gençlerimize yeniden umut aşılayacak, onların hak ettiği eğitim ve iş imkanlarını sunacak, üretken ve yenilikçi bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Gençlerin yarın korkusunu bitirip, onların ışığını yeniden parlatacak politikalar üretmenin tam zamanı. Eğitim sistemini liyakate ve iş imkanına odaklayarak, gençlerimize yeni bir kapı açmalıyız. Siyasetin ve iş dünyasının, bu ülkenin geleceği olan gençlere kaybettirdiklerini geri kazandırması şarttır.
Bu karanlık düzen sona erdiğinde, gençlerimizin geleceği yeniden aydınlanacak. Onları bu girdaptan çıkarmak ve yeniden umutla dolmalarını sağlamak boynumuzun borcu!