Yaşlı bir beyle, yanında bir genç selam verip içeri girdiler.
Yeni evlenecek gence mobilya lazımmış!
Mağazayı gezdiler. Beğendikleri birkaç eşyayı almaya karar vermişler...
Pazarlık yapıldı, sıra ödemeye gelince yaşlı adam cebinden bir miktar para çıkardı, saydı, uzattı. Sonra,” kalanını bir yere yaz. aybaşına bu delikanlı getirmezse paran bende” dedi.
Arkadaşım da “canın sağ olsun abi” deyip, malı verdi gönderdi.
Sözün senet sayıldığı yıllar çok gerilerde kalmıştı ama…
Ben biraz merakla, biraz da hayretle;
“Bu zamanda bir söze, mal satmak kaldı mı ki usta? “Deyince… Kaldı!... Kaldı!” diye cevap dedi.
“Kefilin ya saçı ya sakalı!”
Şu günlerde az da olsa verdiği sözün ardında durabilecek birilerinin varlığı yitiğini bulmak gibi geldi bana…. Sevindim!
Kefil! Ne güzel ne anlamlı bir sözcük!
Eskiden hemen hemen herkes birbirine kefildi.
Maddi ya da manevi olarak dara düşmüş, dürüstlüğünden emin olunan kişilere Allah rızası için kefil olunurdu!
Bir zamanlar Gaziantep’te usta kalfasına kefil olurdu!
Arkadaş, arkadaşa kefil olurdu.
Komşu komşuya kefil olurdu.
Caminin imamı cemaatine,
Cemaat caminin imamına kefil olurdu.
Muhtar mahallesinde oturana…
Bekçi görev yaptığı sokak sakinine kefil olurdu!
Bakkal müşterisine…
Müşteri alışveriş yaptığı esnafa…
Esnaf tüccara, tüccar çiftçiye kefil olurdu!
Kefile senet sepet imzalatılmaz…
Söz ağızdan çıkar, ağızdan çıkan söz senet kabul edilir, söz de namus sayılırdı.
Modernleştik! Medenileştik! Çağdaşlaştık!
Birbirimize olan güvenimizi yitirdik!
Söz vermek yetmiyor artık!
Şimdilerde borca bir şey almak istediğimizde; tapu, maaş bordrosu ikametgâh, ev, işyeri kira sözleşmesi, diploma, su, elektrik, telefon, doğal gaz faturasını istiyorlar…
Yetmedi, üstüne de bir de belgeli kefil diyorlar.
Bir toplumda kişilerin birbirine kefil olmaları o toplumda muhteşem bir düzenin, işleyen sosyal bir mekanizmanın, güvenin varlığına işarettir.
Eğer bir toplumda insanlar birbirlerine kefil olmaktan imtina ediyorlarsa, bilin ki o toplumda insani bağlar gevşemiş, güven azalmış, sosyal, kültürel ilişkiler çözülmeye başlamış demektir.
Sözün bittiği, kefilliğin anlamını yitirdiği yerdeyiz!
Kefil olana da kefil olmaya layık görülenlere de selam olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ALİSİNANOĞLU
KEFİLİN YA SAÇI YA SAKALI
Arkadaşımın mobilya mağazasında oturmuş çayımızı yudumluyor, sohbet ediyorduk.
Yaşlı bir beyle, yanında bir genç selam verip içeri girdiler.
Yeni evlenecek gence mobilya lazımmış!
Mağazayı gezdiler. Beğendikleri birkaç eşyayı almaya karar vermişler...
Pazarlık yapıldı, sıra ödemeye gelince yaşlı adam cebinden bir miktar para çıkardı, saydı, uzattı. Sonra,” kalanını bir yere yaz. aybaşına bu delikanlı getirmezse paran bende” dedi.
Arkadaşım da “canın sağ olsun abi” deyip, malı verdi gönderdi.
Sözün senet sayıldığı yıllar çok gerilerde kalmıştı ama…
Ben biraz merakla, biraz da hayretle;
“Bu zamanda bir söze, mal satmak kaldı mı ki usta? “Deyince… Kaldı!... Kaldı!” diye cevap dedi.
“Kefilin ya saçı ya sakalı!”
Şu günlerde az da olsa verdiği sözün ardında durabilecek birilerinin varlığı yitiğini bulmak gibi geldi bana…. Sevindim!
Kefil! Ne güzel ne anlamlı bir sözcük!
Eskiden hemen hemen herkes birbirine kefildi.
Maddi ya da manevi olarak dara düşmüş, dürüstlüğünden emin olunan kişilere Allah rızası için kefil olunurdu!
Bir zamanlar Gaziantep’te usta kalfasına kefil olurdu!
Arkadaş, arkadaşa kefil olurdu.
Komşu komşuya kefil olurdu.
Caminin imamı cemaatine,
Cemaat caminin imamına kefil olurdu.
Muhtar mahallesinde oturana…
Bekçi görev yaptığı sokak sakinine kefil olurdu!
Bakkal müşterisine…
Müşteri alışveriş yaptığı esnafa…
Esnaf tüccara, tüccar çiftçiye kefil olurdu!
Kefile senet sepet imzalatılmaz…
Söz ağızdan çıkar, ağızdan çıkan söz senet kabul edilir, söz de namus sayılırdı.
Modernleştik! Medenileştik! Çağdaşlaştık!
Birbirimize olan güvenimizi yitirdik!
Söz vermek yetmiyor artık!
Şimdilerde borca bir şey almak istediğimizde; tapu, maaş bordrosu ikametgâh, ev, işyeri kira sözleşmesi, diploma, su, elektrik, telefon, doğal gaz faturasını istiyorlar…
Yetmedi, üstüne de bir de belgeli kefil diyorlar.
Bir toplumda kişilerin birbirine kefil olmaları o toplumda muhteşem bir düzenin, işleyen sosyal bir mekanizmanın, güvenin varlığına işarettir.
Eğer bir toplumda insanlar birbirlerine kefil olmaktan imtina ediyorlarsa, bilin ki o toplumda insani bağlar gevşemiş, güven azalmış, sosyal, kültürel ilişkiler çözülmeye başlamış demektir.
Sözün bittiği, kefilliğin anlamını yitirdiği yerdeyiz!
Kefil olana da kefil olmaya layık görülenlere de selam olsun.