Kazanmak için her yol mubah sayılınca;
Halk sağlığını…Helal kazancı…Yasaları…
İnsani değerleri hatırlayanı bulmak da zorlaştı maalesef.
Aslında biz böyle değildik.
Biz yardımlaşmaktan, paylaşmaktan her daim haz duyardık.
Bizim hayatımızda;
Üretenin, satanın, tüketenin…
Kontrol edenin, hepimizin bir vicdanı vardı.
Kahir ekseriyetimiz Allah’tan korkar, kuldan utanırdık.
Bize “yalancı, sahtekâr “denilmesinden…
Çarşı içinde “pabucumuzun dama atılmasından”,
Anlımıza kara çalınmasından hicap duyardık.
İtibarımız kredimizdi!
İtibarımız servetimizdi!
İtibarımız güvencemizdi.!
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük mirasımız şerefimizdi.
Şu sıralar Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı taklit veya tağşiş ürün listesine bakınca toplum olarak nerelere geldiğimizi, keriz yerine nasıl konulduğumuzu daha iyi anlıyoruz.
Namuslu, dürüst esnafı, kazancına haram katmayan iş adamlarını, kul hakkına tenezzül etmeyen ticaret erbabını tenzih ederim.
Ancak görünen odur ki dürüst insan kalmamış!
Mal alıyorsun çakma!
Mal satıyorlar sahte!
Restoranda yediğin et; at, eşek eti.
Köftecide domuz eti,
Mantıda at, sucukta sakatat,
Kebapta tavuk derisi.
Sosiste horoz ibiği.
Tereyağında patates!
Arısız bal,sütsüz dondurma,
Fıstıksız baklava1
Soframızda ne ararsan var, sağlıktan gayri.
Gavurun adı çıkmış!
Oysa sahte malı satan, haksız kazanç sağlayan…
Yasaları hiçe sayan içimizden birileri.
Onlar “Bu halleriyle güya Allah’a ve iman edenlere oyun ediyorlar. Halbuki onlar, sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkına varmazlar.” (Bakara / 9. Ayet)
Kalkmış birileri de adamları “gavurlukla “suçluyor! …
Hadi be oradan! Bunların yaptığını gavur bile yapmaz!
Gavur uzakta değil Aziz’im!... Gavur içimizde! İçimizde!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ALİSİNANOĞLU
GAVUR İÇİMİZDE
Kazanmak için her yol mubah sayılınca;
Halk sağlığını…Helal kazancı…Yasaları…
İnsani değerleri hatırlayanı bulmak da zorlaştı maalesef.
Aslında biz böyle değildik.
Biz yardımlaşmaktan, paylaşmaktan her daim haz duyardık.
Bizim hayatımızda;
Üretenin, satanın, tüketenin…
Kontrol edenin, hepimizin bir vicdanı vardı.
Kahir ekseriyetimiz Allah’tan korkar, kuldan utanırdık.
Bize “yalancı, sahtekâr “denilmesinden…
Çarşı içinde “pabucumuzun dama atılmasından”,
Anlımıza kara çalınmasından hicap duyardık.
İtibarımız kredimizdi!
İtibarımız servetimizdi!
İtibarımız güvencemizdi.!
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük mirasımız şerefimizdi.
Şu sıralar Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı taklit veya tağşiş ürün listesine bakınca toplum olarak nerelere geldiğimizi, keriz yerine nasıl konulduğumuzu daha iyi anlıyoruz.
Namuslu, dürüst esnafı, kazancına haram katmayan iş adamlarını, kul hakkına tenezzül etmeyen ticaret erbabını tenzih ederim.
Ancak görünen odur ki dürüst insan kalmamış!
Mal alıyorsun çakma!
Mal satıyorlar sahte!
Restoranda yediğin et; at, eşek eti.
Köftecide domuz eti,
Mantıda at, sucukta sakatat,
Kebapta tavuk derisi.
Sosiste horoz ibiği.
Tereyağında patates!
Arısız bal,sütsüz dondurma,
Fıstıksız baklava1
Soframızda ne ararsan var, sağlıktan gayri.
Gavurun adı çıkmış!
Oysa sahte malı satan, haksız kazanç sağlayan…
Yasaları hiçe sayan içimizden birileri.
Onlar “Bu halleriyle güya Allah’a ve iman edenlere oyun ediyorlar. Halbuki onlar, sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkına varmazlar.” (Bakara / 9. Ayet)
Kalkmış birileri de adamları “gavurlukla “suçluyor! …
Hadi be oradan! Bunların yaptığını gavur bile yapmaz!
Gavur uzakta değil Aziz’im!... Gavur içimizde! İçimizde!