Otobüste yaşlı birini görsek, hemen yerimizi verirdik.
Komşunun odununu gönüllü taşır…
Ayşe teyze; “bana da ekmek al” dese “yok!” diyemezdik.
Yerde bir parça ekmek görsek öper anlımıza kor…
Ezan okunurken saygıda kusur etmezdik.
Büyüklerin önünde yüksek sesle konuşmaz,
Ayak ayak üstüne atmaz,
Sigara içmez, sofraya önce oturmazdık.
Paraya ihtiyacımız olsa babamızdan isteyemez, anamızı aracı korduk.
Küçükler büyüklerine saygıda kusur etmez…
Büyükler de küçüklere şefkatlerini esirgemezlerdi.
Kimse kimsenin “külüne muhtaç değildi” ama;
Herkes herkesin çözüm ortağı, sırdaşıydı.
İlişkilerimizde menfaat değil, hatır…
Yalan değil, samimiyet esastı.
Söz ağızdan çıkar, senet sayılırdı.
Kişinin kredisi itibarı, zenginliği cömertliğiydi.
Şimdi diyeceksiniz ki!
Ne var yani bunda?
“Yaptınız da başınız göğe mi değdi?” diyeceksiniz?
Başımız göğe değmedi!...
Ama bunlar bizi biz yapıyordu!
Bizi, diğerlerinden farklı kılıyor...
Gönülden gönüle köprüler kuruyordu..
Şimdi dünde olanlar bugün yok!
Ne dünkü biz biziz, ne de dünkü dün bugünkü gün!
Velhasıl her şey yavan,her şey darmadağın!
Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ALİSİNANOĞLU
DÜN
Otobüste yaşlı birini görsek, hemen yerimizi verirdik.
Komşunun odununu gönüllü taşır…
Ayşe teyze; “bana da ekmek al” dese “yok!” diyemezdik.
Yerde bir parça ekmek görsek öper anlımıza kor…
Ezan okunurken saygıda kusur etmezdik.
Büyüklerin önünde yüksek sesle konuşmaz,
Ayak ayak üstüne atmaz,
Sigara içmez, sofraya önce oturmazdık.
Paraya ihtiyacımız olsa babamızdan isteyemez, anamızı aracı korduk.
Küçükler büyüklerine saygıda kusur etmez…
Büyükler de küçüklere şefkatlerini esirgemezlerdi.
Kimse kimsenin “külüne muhtaç değildi” ama;
Herkes herkesin çözüm ortağı, sırdaşıydı.
İlişkilerimizde menfaat değil, hatır…
Yalan değil, samimiyet esastı.
Söz ağızdan çıkar, senet sayılırdı.
Kişinin kredisi itibarı, zenginliği cömertliğiydi.
Şimdi diyeceksiniz ki!
Ne var yani bunda?
“Yaptınız da başınız göğe mi değdi?” diyeceksiniz?
Başımız göğe değmedi!...
Ama bunlar bizi biz yapıyordu!
Bizi, diğerlerinden farklı kılıyor...
Gönülden gönüle köprüler kuruyordu..
Şimdi dünde olanlar bugün yok!
Ne dünkü biz biziz, ne de dünkü dün bugünkü gün!
Velhasıl her şey yavan,her şey darmadağın!
Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş