2024 Yılında Orta Çağ ürünü olan feodaliteyi ortadan kaldıramadığımızın kanıtıdır Narin’in öldürülmesi. Oysa Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında çocuk, hakları olan toplumsal bir varlıktı. Modern okullar sayesinde sanat dahil birçok alanda kendisine yer buldu ve saygı, sevgi gördü. Çocuk Bayramı da bunların sembolü oldu.
Peki çok doğru bir yolda başladığımız bu yolda neler oldu? Ne yazık ki belirli bir tarihten sonra siyasetçiler oy uğruna şeyhlik, ağalık, tarikat, cemaat ile ittifaklar kurdu. Evrensel eğitim projemiz de ortadan kaldırıldı. Kurmuş olduğumuz, olması gerekenler feodalizme yenildi. Başta çocuklar, kızlar olmak üzere bu feodalizmin kötülüğünden nasibini aldı.
Şimdi Narin’i konuşuyoruz. Daha önce MüslümeYağıl’ı, Leyla Aydemir’i, Ceylin Atik’i, Ecrin Kurnaz’ı, Irmak Kupal’ı ve benzerlerini konuştuk ve ne yazık ki unuttuk. Narin’i de mi unutacağız? Yeter artık! Makus kader, töre kanunu, örf adet diyerek yine mi görmeyeceğiz gerçekleri? Kadın cinayetlerini, kız çocuklarının katledilmesini, cinsel tacize uğramasını seyredecek miyiz? Katledilen kadınlar ve çocuklar toplumsal gerçeğimizi ortaya koyuyor. Bu sorun sadece Tavşantepe köyünün sorunu değil, öncelikle bölgenin ve sonra da Türkiye’nin sorunudur.
Siyasi partisi, şusu busu önemli değil. Bu sorunu çözmek için kim ne yapacaksa artık hep birlikte yapmalıyız. Narin milat olmalı. Bu sorunun üzerine gidilmeli. Önceliğin eğitim olduğu gerçekliğinden hareket edilmeli. Sorunu çözmenin Narin’in de gittiği Kuran kurslarında olmadığı gerçeği görülmeli. Kuran kursları da olmalı, dini eğitimlerini almalılar. Ama sorunun çözümü modern evrensel eğitim almalarından geçiyor. Bizler son yıllarda köylerdeki okulları kapatarak bu eğitimin köylere gitmesine engel olduk. O okullar sadece okula gelen çocukları eğitmiyor aynı zamanda halkın eğitimine de katkıda bulunuyordu. O okulları bundan sonra halkı da eğitecek şekilde organize etmeli ve bir an önce açmalıyız. Sorunu çözmek için seferberlik ilan etmeliyiz.
Cumhuriyetin ilk yıllarında çocukların eğitimi yalnızokullara da bırakılmadı. Çocuk Esirgeme Kurumu, Halkevleri, Maarif Cemiyeti gibi kurumlarla da desteklendi.
Öncelikle Narin cinayeti çözülmeli ve ders niteliğinde cezalar verilmeli. O köyde sadece cinayeti işleyene değil. Her şeyi bilip de susanlara da cezalar verilmeli. Ufacık, avuç içi kadar bir köy ve sadece ihbarcı dışında konuşan yok. Neden? Çünkü herkes korkutulmuş, sindirilmiş. Bu olay bu bölgedeki insanların nasıl baskı altında olduğunu göstermektedir.
Bu bölge aşiret baskısından, tarikat baskısından, ağa baskısından kurtulamadığı sürece ne yazık ki kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri ve çocuk gelinler sorunu devam edecek.
Narin’in koyulduğu çuvaldan sadece Narin’in cesedi çıkmadı. O çuvaldan çok şey çıktı. O çuvaldan toplum gerçeğimiz çıktı. Çıkanları görebilecek miyiz? Yetkililerin ne yapacaklarını sabırla bekliyoruz. Umarım hayal kırıklığına uğramayız!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cengiz Dedeoğlu
FEODALİZM
2024 Yılında Orta Çağ ürünü olan feodaliteyi ortadan kaldıramadığımızın kanıtıdır Narin’in öldürülmesi. Oysa Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında çocuk, hakları olan toplumsal bir varlıktı. Modern okullar sayesinde sanat dahil birçok alanda kendisine yer buldu ve saygı, sevgi gördü. Çocuk Bayramı da bunların sembolü oldu.
Peki çok doğru bir yolda başladığımız bu yolda neler oldu? Ne yazık ki belirli bir tarihten sonra siyasetçiler oy uğruna şeyhlik, ağalık, tarikat, cemaat ile ittifaklar kurdu. Evrensel eğitim projemiz de ortadan kaldırıldı. Kurmuş olduğumuz, olması gerekenler feodalizme yenildi. Başta çocuklar, kızlar olmak üzere bu feodalizmin kötülüğünden nasibini aldı.
Şimdi Narin’i konuşuyoruz. Daha önce MüslümeYağıl’ı, Leyla Aydemir’i, Ceylin Atik’i, Ecrin Kurnaz’ı, Irmak Kupal’ı ve benzerlerini konuştuk ve ne yazık ki unuttuk. Narin’i de mi unutacağız? Yeter artık! Makus kader, töre kanunu, örf adet diyerek yine mi görmeyeceğiz gerçekleri? Kadın cinayetlerini, kız çocuklarının katledilmesini, cinsel tacize uğramasını seyredecek miyiz? Katledilen kadınlar ve çocuklar toplumsal gerçeğimizi ortaya koyuyor. Bu sorun sadece Tavşantepe köyünün sorunu değil, öncelikle bölgenin ve sonra da Türkiye’nin sorunudur.
Siyasi partisi, şusu busu önemli değil. Bu sorunu çözmek için kim ne yapacaksa artık hep birlikte yapmalıyız. Narin milat olmalı. Bu sorunun üzerine gidilmeli. Önceliğin eğitim olduğu gerçekliğinden hareket edilmeli. Sorunu çözmenin Narin’in de gittiği Kuran kurslarında olmadığı gerçeği görülmeli. Kuran kursları da olmalı, dini eğitimlerini almalılar. Ama sorunun çözümü modern evrensel eğitim almalarından geçiyor. Bizler son yıllarda köylerdeki okulları kapatarak bu eğitimin köylere gitmesine engel olduk. O okullar sadece okula gelen çocukları eğitmiyor aynı zamanda halkın eğitimine de katkıda bulunuyordu. O okulları bundan sonra halkı da eğitecek şekilde organize etmeli ve bir an önce açmalıyız. Sorunu çözmek için seferberlik ilan etmeliyiz.
Cumhuriyetin ilk yıllarında çocukların eğitimi yalnızokullara da bırakılmadı. Çocuk Esirgeme Kurumu, Halkevleri, Maarif Cemiyeti gibi kurumlarla da desteklendi.
Öncelikle Narin cinayeti çözülmeli ve ders niteliğinde cezalar verilmeli. O köyde sadece cinayeti işleyene değil. Her şeyi bilip de susanlara da cezalar verilmeli. Ufacık, avuç içi kadar bir köy ve sadece ihbarcı dışında konuşan yok. Neden? Çünkü herkes korkutulmuş, sindirilmiş. Bu olay bu bölgedeki insanların nasıl baskı altında olduğunu göstermektedir.
Bu bölge aşiret baskısından, tarikat baskısından, ağa baskısından kurtulamadığı sürece ne yazık ki kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri ve çocuk gelinler sorunu devam edecek.
Narin’in koyulduğu çuvaldan sadece Narin’in cesedi çıkmadı. O çuvaldan çok şey çıktı. O çuvaldan toplum gerçeğimiz çıktı. Çıkanları görebilecek miyiz? Yetkililerin ne yapacaklarını sabırla bekliyoruz. Umarım hayal kırıklığına uğramayız!